ÇOCUK BÜYÜTÜRKEN HER EBEVEYNİN BİLMESİ GEREKEN 10 YÖNTEM
Oktay Aydın, Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü’nde öğretim üyesi. “Beyin ve öğrenme ilişkileri”,…
tarafından eklendi tarafından eklendi
Sıklıkla insanlar size beyninizi “kapatmayı” ve aktivitesini azaltmayı önerir. Bununla birlikte, meditasyon yaparken ve hatta uyurken sakin olmanıza rağmen, bu organ asla çalışmayı durdurmaz. Ancak elektrik dalgaları ve sinirsel bağlantıları değişme eğilimi gösterir.
Yaşayan her canlı organizma sürekli faal haldedir. Her hücre sürekli olarak metabolik değişimleri ilettiğinden “uyku” kelimesi tüm organlar için geçerli değildir. Hücreler çalışmayı bıraktıklarında ölürler. Bununla birlikte kendinize beyninizin hiç mola verip vermediğini soruyor olabilirsiniz.
Bu soruyu sormanızın pek çok nedeni vardır. Bunlardan biri, insanların beyinleri üzerinde mutlak kontrol sahibi olduklarına inanmalarıdır. Düşünceleriniz, projeleriniz, arzularınız ve kararlarınız beyinde oluştuğundan, beyniniz üzerinde kontrol sahibi olduğunuzu düşünüyor olabilirsiniz. Ancak bu doğru değil.
Siz uyuduğunuz zaman, beyniniz uyumuyor olur. Aksine, inanılmaz derecede aktif durumdadır. Garip görünse de anksiyete ve stres durumlarında, bu kadar çok uyarıcıyla başa çıkamayan beyin, fonksiyonlarından pek çoğunu kapatır. Hafıza problemleri yaşamanızın nedenlerinden biri bu olabilir.
Vücudunuzdaki tüm hücreler, dokular, organlar ve sistemler gibi beynin de hayati bir fonksiyonu vardır. Metabolizmayla ilgili basit görevler, protein üretimi, oksijen tüketimi ve diğer gerekli fonksiyonlar dışında, beynin pek çok işlevi vardır.
İdrak, bilinçli ya da bilinçsiz tüm işlemlerin yer aldığı “güç merkezleri” beyinde bulunur. Siz uyurken de, uyanıkken de beyin sürekli meşguldür. Ayrıca REM uykusuna geçtiğinizde, beyninizin elektriksel faaliyetleri, hiç uyumadığını kanıtlarmışçasına tavan yapar.
Missouri, Saint Louis’deki Washington Üniversitesi Tıp Fakültesinden Dr. Marcus E. Raichle, tamamen bilinçli olmadan sık sık yaptığımız süreçleri ve kararları “karanlık enerji” olarak adlandırdı. Örneğin, uyuduğunuzda ve bir sinek burnunuzda aniden konduğunda, düşünmeden elinizle kovalarsınız. Bu beynin verdiği otomatik bir cevaptır.
Benzer şekilde, David Eagleman, “Incognito: Beynin Gizli Hayatı” adlı kitabında beyninizin dinlenip dinlenmediğini bilmek için basit bir konuyu anlamanız gerektiğini söyler. Eğer beyin dinlenseydi, olduğunuz kişi olmayı bırakırdınız. Beyninizin karanlık bir tarafı, üzerinde kontrolünüz olmayan başka bir boyutu olduğunu kabul etmelisiniz.
Siz uyurken beyninizin uyumadığını bildiğinize göre, şimdi sıra nasıl işlediğini anlamakta. Aslında beyin “bazı hücrelerin” dinlenmesine izin verir. Wisconsin-Madison Üniversitesinden bilinç ve uyku bozuklukları uzmanı Giulio Tononi, bu konuda ilginç gerçeklere ulaştığı bir çalışma yürütmüş:
Beynin uyuyup uyumadığı sorusunun yanında, nasıl daha iyi çalışacağı da sıkça merak edilir.
Bilmeniz gereken ilk şey, aşırı uyarılmanın baş düşmanınız olduğudur. Uzun süre stresli ya da endişeli olmak veya ekran karşısında fazla zaman geçirmek beyin sağlığınızı olumsuz etkileyebilir.
Bu nedenle, beyninizin ahengini artıracak bazı çalışmalar yapmalısınız. İşte size beyninizi dengeleyecek ve fonksiyonlarını güçlendirecek birkaç aktivite:
Beyninizin hiç uyumaması, sizin de dinlenmeyeceğiniz anlamına gelmiyor. Zihinsel ve bedensel sağlığınız için her gün özenle ayarlanmış bir rutini takip edin, uyku hijyeninize dikkat edin ve duygularınızı yönetmeyi öğrenin.